4 Ekim 2008 Cumartesi

"Türkiye Türklere bırakılamayacak kadar zengin bir ülkedir"

Zengin ülkenin fakir halkı Türkiyebu haberi okuduğunuzda neden kullanmıyoruz diye kendinize soracaksınız! || Neptünyum Elementi. 93 Atom Numaralı Neptünyum radyoaktif bir elementir ve uranyum pillerinin üretiminde kullanılır. 1940' ta California Üniversitesi profesörlerinden Amerikalı Mc Millan ve Abelson tarafIndan keşfedilen bu radyoaktif element ile son yıllarda enerji üretiminde had safhada faydalanılıyor. Üstelik de alternatifleri içinde en ucuza maledilen bir ELEMENT...


Neptünyum Elementi. 93 Atom Numaralı Neptünyum radyoaktif bir elementir ve uranyum pillerinin üretiminde kullanılır. 1940' ta California Üniversitesi profesörlerinden Amerikalı Mc Millan ve Abelson tarafIndan keşfedilen bu radyoaktif element ile son yıllarda enerji üretiminde had safhada faydalanılıyor. Üstelik de alternatifleri içinde en ucuza maledilen bir ELEMENT...

Peki bilin bakalim bu Neptünyum dünyada en çok nerede bulunuyor?.. BiLDiNiZ... Türkiye' DE... Tahmin edilen rezerv ne kadar? 127.000 Ton... Sonra hangi ülke geliyor? Bulgaristan. Onun rezervi ne kadar? 2.500 Ton. Peki sahip olduğumuz Neptünyum'un degeri ne kadar?... Çok şaşıracaksınız: 9 Trilyon $

Türkiye' nin, iç borcu 85 milyar $. DIŞ Borcu 125 milyar $. Toplam 220 milyar $. Elimizdeki Neptünyum'un değerini tekrar ediyorum 9 ! TRiLYON $. Yani toplam borcumuzun 40 kat fazlası. Önce Bor, sonra Toryum, Şimdi de Neptünyum. Bilgilenmek ve bildirmek amacı lütfen sessiz kalmayınız...

Pekiiii Adamlar ne diyor biliyormusunuz geçenlerde? "Türkiye Türklere bırakılamayacak kadar zengin bir ülkedir"

13 Eylül 2008 Cumartesi

Oruç nedir? Bir müslüman neden oruç tutmalı?

Orucun Arap dilindeki karşılığı olan savm, lugat anlamı itibariyle “bir şeyi terk etmek, ondan uzak durmak” demek olup ıstılah anlamı da bu manadan alınmıştır.



Oruç, İslam öncesi Araplarınca ve İslam’dan önceki dinlerce de bilinen bir ibadet şeklidir. Bakara Suresi 183. Ayet hem orucu farz kılmış, hem de orucun daha önceleri de varolduğuna işaret etmektedir.



“Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz.” Bakara Suresi 183



Oruç, İslam dininin beş esasından ve en başta gelen ibadetlerden biridir. Yukarıdaki ayetin devamındaki ayetlerde ise oruçla ilgili şu bilgiler yeralmaktadır.



“Bakara Suresi

184- (Size farz kılınan oruç), sayılı günlerdedir. İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan ise, diğer günlerde, tutamadığı günler sayısınca tutar. Ona dayanıp kalacaklar (tutamayanlar) üzerine de (tutulmayan her gün için ayrı olarak) bir yoksulu doyuracak kadar fidye gerekir. Her kim de hayrına fidyeyi artırırsa, hakkında daha hayırlıdır. Bununla beraber, eğer bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.



185- O Ramazan ayı ki, insanları irşad için, hak ile batılı ayıracak olan, hidayet rehberi ve deliller halinde bulunan Kur'ân onda indirildi. Onun için sizden her kim bu aya şahit olursa onda oruç tutsun. Kim de hasta, yahut yolculukta ise tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde kaza etsin. Allah size kolaylık diler zorluk dilemez. Sayıyı tamamlamanızı, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah'ı tekbir etmenizi ister. Umulur ki şükredersiniz.”



Oruç, şafaktan güneşin batmasına kadar, yeme-içme ve cinsi münasebetten kasıtlı olarak uzak durulmasıdır. Hastalık, yaşlılık, yolculuk ve savaş gibi durumlarda oruç tutulmayabilir.



Oruç, bedeni bir ibadet olmakla birlikte, belirli tabii ihtiyaçları karşılamaktan el çekme ve geri durma ile ifa edildiğinden gösterişten uzak, samimiyetin hakim olduğu gizli bir ibadettir. Allah’ın bizlere orucu niçin emrettiği ve orucun hikmetinin ne olduğu tam olarak bilinmemekle beraber bu konuda çeşitli fikirler öne sürülebilir. Oruç ile insan ruhi ve ahlaki bir eğitimden geçmekte, fakirlerin ve aç kimselerin durumunu geçici bir süre de olsa tadarak onları anlama imkanı bulmaktadır. Oruç; Kişinin, Allah’ın yasaklarından sakınma ve emirlerini yerine getirmeye gayret etme gücünü (takva) destekler, iradeyi sağlamlaştırır, nimetin değerini bilmeyi hatırlatır, Allah’a ibadetin zevkini verir, ruhi ve bedeni sıhhat kazandırır. Fakiri ve zengini, büyüğü ve küçüğü belli bir zaman dilimi içinde eşit durumda tutarak insanların eşitliğini vurgular. Orucun amaçları bunlardır. Orucun amacı hiçbir zaman gösterişli iftar sofraları, fakirlerin bulunmadığı ziyafet sofraları, gösterişli eğlenceler, gece hayatı veya gündüz uykusu olmamıştır.



Orucun bilimsel faydaları konusundaki görüş şudur. Sürekli çalışmakta olan sindirim sistemini bir süre dinlendirerek sıhhat kazanılması. Ancak uzun süre aç kalındıktan sonra aşırı yemek vücuda çok zararlıdır. Onun için ramazan dönemini az yiyecekle geçirilen bir dönem olarak ele almak gerekir.



Orucun, sıhhatli insanlara farz olmakla beraber birçok muafiyeti bulunmaktadır. Herhangi bir şekilde ilaç kullananlar, sürekli veya geçici hastalığı bulunanlar (hastalıkları süresince), oruç tutmamalıdırlar.



İnsan hayatına etki eden ve aşırı dikkat gerektiren (cerrahlık, pilotluk gibi) önemli işlerde çalışanlar işlerini etkilemediği taktirde oruç tutmalıdırlar.



Tutmayan veya tutmayı başaramayanlar ise yukarıdaki ayetlerde belirtildiği gibi fidye ödeyerek ibadetlerini yerine getirmiş sayılırlar. Bununla beraber Kuran bize oruç tutulmasını tavsiye etmektedir.



Hiç şüphesiz oruç, ruhi ve bedeni olarak insanın bir tür sınanması, kendisini manen ve bedenen güçlendirmesini sağlayan önemli bir ibadettir.